Translate

15 Mart 2011 Salı

Kocaeli'yi çok sevdim. Çatılarını sevdim. Sokakta oynayan çocuklarını sevdim. Sahilini sevdim. Yaşamı kendisine yakıştırmasını sevdim. Hani birisine ayrıntılarıyla hayran olursun ya. İşte Kocaeli'de o ayrıntılarıyla hayran bıraktı beni kendisine. Belki güzel insanlarla tanıştırdı diye. Hani dersin ya birisi için ''o konuşurken ellerini şöyle kullanır ve üzüldüğünde de kafasını böyle sağa doğru yatırır'' sonra derin bir nefes alırsın ve onu hayal edip susmaya başlarsın.
Pekte lüks sayılamayacak bir otelde güzel insanlarla birlikte konuşmak, koşturmak, hayal kurmak, uyumak, gülmek, yorulmak ama sevmek sonra susup o pencereden Kocaeli'nin çatılı evlerine, denizine bakmak, martılarını duymak...
Öyle güzeldi ki her şey geri döndüğümde Bursa'ya nasıl yorgun ve mutsuz hissettim kendimi anlatamam. Bu kadar güzel olacağını tahmin etmemiştim.
O kadar güzeldi ki kamptaki dostlar içimdeki beni sıkan şeyleri anlatmaktan çekinmedim ve en önemlisi anlattığım için pişman olmadım.
O kadar güzeldi ki toplantıları, uykusuzluk ve yorgunluk karışımı o şeye rağmen sinir katsayımı hiç yükselmedi.
O kadar güzeldi ki toplantı salonu, o pencerede saatlerce Kocaeliye bakabilirdim.
O kadar güzeldi ki kalabalık kahvaltılar, o zor uyanmalarda güne gülümseyerek başladık.
Ne kadar anlatsam azdır herhalde.Örgütlenme destek kampı insanlarıyla ve orada kurulan dostluklarıyla ve ve ve birlikte keyifle yaptığımız çalışmalarla örgütlenmenin nasıl olacağını çok iyi öğretti bize.
Düşündükçe içim ısınıyor ve düşündükçe gülümsüyorum.
Gittim, gördüm sevdim.
Her zaman anlatacağım anılar ve görmek isteyeceğim dostlar ve saklayacağım fotoğraflarla.
Tekrar bir araya gelsek evet evet!

Herbirimizin farklı bir rüya gördüğünü hatırlatmakta fayda var. Ancak sadece birlikte rüyalarımızı gerçekleştirebiliriz