Canım Alfred,
Sabahları geç kalkıyorum yine. Yazın sabah güneşi yatağımda. Aklımda kış mevsimi, beynimdeki yapraklar çoktan kurumuş. Birden oluyor. Birden deliriyorum. Birden yalnızlaşıyorum. Birden yalnızlığımda özgürleşiyorum. Sabah uyandığımda saçlarımın arasındaki ter damlalarını hissediyorum. Yatağımla lavabo arasındaki mesafe sabahları daha uzak oluyor. Biliyor musun? Rüyamın ortasında uyanıp, tuvalete gidip geri uykuya daldığımda rüyamda kaldığım yerden devam edebiliyorum. Bundan sonra iş görüşmelerinde yeteneğimi sorarlarsa bunu söylemeyi planlıyorum. Sen ne dersin? Kim yapıyormuş ki başka hem hı?
Bir bebeğim olsa diyorum Alfred. O kadar zor mu sahiden ebeveyn olmak merak ediyorum. Babası olmasın ama. Taşlar olmasın yolunda. Bulut mavisi bir odası olsun. Tavanında bulutlar olsun. Beyaz bir de beşiği olsun. Kucağımda mevsimlerin penceremizden geçişini izleyelim. Büyümesin, en fazla 3 yaşında olsun mesela ömrü boyunca. Penceremize bahar mevsiminde çiçek koyalım. Ona hikayeler anlatayım. Birlikte çiçeği sulayalım…
Sonra kelimelerden sen çık. Gel sev onu. O uyurken karşısına geçip uzun uzun izleyelim. Deliliklerimizle her daim bebekliğe ve babasızlığa mahkum ettiğimiz bebeğin nefes alışverişini dinleyelim.
‘Biz özgürlüğü paylaşıyoruz’ demiştin ya bana özgürlük paylaşılmaz kanımca. Ama varlığın delirmenin katlanılmaz noktalarını çekilir kılıyor.
Bebek uyanacak birazdan sütünü ısıtmalıyım. (hemen yaptım bile onu, sadece sen ve ben göreceğiz sessiz ol)
Alfred beni yalnız bırak ama yanımdan hiç gitme tamam mı?
Uyandı bile!
Hoşça kal.
Sabahları geç kalkıyorum yine. Yazın sabah güneşi yatağımda. Aklımda kış mevsimi, beynimdeki yapraklar çoktan kurumuş. Birden oluyor. Birden deliriyorum. Birden yalnızlaşıyorum. Birden yalnızlığımda özgürleşiyorum. Sabah uyandığımda saçlarımın arasındaki ter damlalarını hissediyorum. Yatağımla lavabo arasındaki mesafe sabahları daha uzak oluyor. Biliyor musun? Rüyamın ortasında uyanıp, tuvalete gidip geri uykuya daldığımda rüyamda kaldığım yerden devam edebiliyorum. Bundan sonra iş görüşmelerinde yeteneğimi sorarlarsa bunu söylemeyi planlıyorum. Sen ne dersin? Kim yapıyormuş ki başka hem hı?
Bir bebeğim olsa diyorum Alfred. O kadar zor mu sahiden ebeveyn olmak merak ediyorum. Babası olmasın ama. Taşlar olmasın yolunda. Bulut mavisi bir odası olsun. Tavanında bulutlar olsun. Beyaz bir de beşiği olsun. Kucağımda mevsimlerin penceremizden geçişini izleyelim. Büyümesin, en fazla 3 yaşında olsun mesela ömrü boyunca. Penceremize bahar mevsiminde çiçek koyalım. Ona hikayeler anlatayım. Birlikte çiçeği sulayalım…
Sonra kelimelerden sen çık. Gel sev onu. O uyurken karşısına geçip uzun uzun izleyelim. Deliliklerimizle her daim bebekliğe ve babasızlığa mahkum ettiğimiz bebeğin nefes alışverişini dinleyelim.
‘Biz özgürlüğü paylaşıyoruz’ demiştin ya bana özgürlük paylaşılmaz kanımca. Ama varlığın delirmenin katlanılmaz noktalarını çekilir kılıyor.
Bebek uyanacak birazdan sütünü ısıtmalıyım. (hemen yaptım bile onu, sadece sen ve ben göreceğiz sessiz ol)
Alfred beni yalnız bırak ama yanımdan hiç gitme tamam mı?
Uyandı bile!
Hoşça kal.