Translate

20 Şubat 2013 Çarşamba

Selam Google,

Bugün sepya rengi bir öğleden sonrası yaşanıyor Alanya'da. Maydonoz suyumu içerken onunda havayla aynı renk olduğunu fark ettim. Güzel bir müzik şimdi her şeyi tamamlar sanırım. Şöyle huzur vereninden olsun. Ben penceremin önüne oturup sokağı izleyebileyim. İlkokuldan çocuklar da sağılıyor. Tüm bunların karşılığını bulmak için acaba sana nasıl bir soru yöneltmek gerekiyor.

Beni deşifre ederek google plus hesabımında yok olmasını sağladığın için sana teşekkür ederim. Bütün bu anlattığım anların kafama takmış olduğun soru işareti çelmesiyle tadını çıkartamadığım içinde teşekkürler!

17 Şubat 2013 Pazar

   Dur ama başka şeyler anlatacağım. Kadını kadın yapan şeyler var. Bir de beni yengeç yapan şeylerde var. Bir de beni Merve yapan şeylerde var. İşte içimdeki tüm ağırlıkta bu meselelerden kaynaklanıyor. Hepsi toplanınca bazen iletişimde hatalar meydana getiriyorum.

 Size soruyorum? Hata veren bir programı kaç kere aynı heyecanla çalıştırmaya çalışırsınız. Ve kaç kere aynı hayalkırıklığını yaşarsınız. Peki ya kaçıncı da kendinize ''aptal'' demeye başlarsınız. Ama ben sürrealist bir tipim kendime ''umutlu'' diyorum. Her seferinde ''bak kızım bu hatalı bir program elin gitmesin bir daha yetti bunca hayalkırıklığı'' diyorum ama istemeyerek de olsa programı açmaya çalışıyorum.Şimdi ne oldum?
Programı açmaya takıntılı tip?

 Kendimi toplumdan önce ben tanımlamazsam çok daha iyi ve özgür hissedeceğim. Bu kadar tanımlara boğarken nasıl özümü bulabilirim ki?

Kendimle konuşuyorum aldırma sen. Bu linke   Deniz Durukan'ın Umay Umay ile röportajını bırakıyorum onu oku.

 iyi geceler
Birşey var. Yazsam olmaz. Yazmasam hiç olmaz.
uyumak ve günü bitirmek en güzeli olacak.

11 Şubat 2013 Pazartesi

hipokondriyak

    Bir keresinde doktora gittim ağrıyan yerime dokunurken, ''lütfen hassas dokunur musunuz? canım çok acıyor da'' dedim. Doktora hastalığımın nasıl olduğunu falan anlattım. Doktorda reçeteye bir şeyler karalamaya başladı. Sonra aynı sorunu dinlediğim arkadaşıma doktorun verdiği ilaçları teker teker söyledim. ''Siz de onlardan mı vereceksiniz?'' diye sordum. Doktor önceden bu rahatsızlığı yaşamadığım için ilaç isimlerini nereden bildiğimi merak etti. Sonra anlattım. O da reçeteyi uzatırken ''bu ilaçları almadan önce biraz zaman tanı kendine, arkadaşınla güçlü bir empati kuruyor olabilir misin?'' dedi. Sonra bende ''aslında hep böyle oluyor...'' diye durumumu anlatmaya başladım. Beni bir danışmaya yönlendirdi.

    Gittim mi? 1 kere. Bu konuya gelmedik bile. (Sanırım çok konuşup konudan bambaşka yerlere gittiğimden oldu bu)
 
    Geçen ablam bir rahatsızlıktan bahsetti. En az 3 günüm kendimde belirti arayıp, bulup'' nasıl tedavi olucam?'' sorunsalıyla geçti.

    Şimdi evdeki 2 gripli zaat var ben sapasağlamım, böyle zamanlarda umudum geliyor. Ya da ''yanlış saatin günde 2 kez doğruyu göstermesi'' olayı  mı gibi bir durum yaşanıyor.

  Hastalık ve tedavi süreçlerinden korktuğum için bu ruh halini yani doktorun deyimiyle kibarca ''haddinden fazla empati kurma hali''ni yaşıyor olabilirim. Bilmiyorum.

   Belki de beni tedavi edecek tek kişi Dr. Oetker'dir.

10 Şubat 2013 Pazar

:)

Bizim apartmanda 3 aylık dünyalar güzeli bir prenses var. 2 saatte bir uyuyor. Ablası da 5 yaşında okula yeni başlamış. Annesi ablasını okul çıkışı almaya giderken bazen prensesi bize bırakıyor. Kucağıma alıp kokluyorum. Çok koku almasam da normalde onun kokusunu alıyorum işte :) kucağımda uyuyakaldığı an kalbimde nasırlaşan yerlerin törpülendiğini hissediyorum.

8 Şubat 2013 Cuma

tavsiye postu :)

Kimi insanlar vardır. '' orada bir dost var uzakta gitmesekte, görmesekte o dost benim dostum'' dersin. İşte  Saklama Kabı (tıklayın) nın yazarı da böyle bir insan.

Kendisinin bonibonluğunu uzun uzun yazabilirim  ama şimdi bu konuya değinmeyeceğim :) Size anlatacağım şey çok başka Saklama Kabının 1. ay şerefine yapmış olduğu 2 etkinlik.

Bunun ilki ; Dex şöleni (tıklayın)   şölen hakkında detaylı bilgi edinmek isterseniz tıklayıp öğrenebilirsiniz ve katılabilirsiniz (tavsiyetavsiyetavsiye)

İkincisi ise; yine birinci ayını doldurması şerefine yapmış olduğu Ödüllü çekiliş (tıklayın) buna da bir bakın derim.

Saklama Kabım :) bloggerlık hayatında başarılar diliyorum. Nice aylara, etkinliklere, postlara :)

6 Şubat 2013 Çarşamba

Bazen elmalarla, armutları toplamadığı için matematiği ayrımcı bulurum. Herşey bu kadar homojen olmak zorunda değil ya.
Bazen Sait Faik Abasıyanık için : ''Burada olsaydı da  ona çay kahve yapsaydım, sohbet etseydik, huzuru ortasından kırıp bölüşseydik'' diyorum.  Sonra açıp  bir hikayesini okuyorum.