Translate

26 Eylül 2012 Çarşamba

Kararsız-ağlak alıcının alışveriş günlüğü

Kararsız bir alıcının daha beteri bence duygusal ve kötü bir gününde olan bir alıcı olmalı sanırım. Burada alıcı ben oluyorum.
 Ayakkabı mağazasına girdim. Aradığımı söyledim. Denedim. 36 numara biraz ayağımı sıktı. 37 si yoktu.  ''37 yok mu?'' derken gözlerim doldu. Sonra sohbete başladık. Nerede okuyorsun cart curt. Hem gözlerim nemli hem kahkaha atıyorum. Sonra ''karar verip tekrar geliyim'' dedim. Çıktım. İskeleye indim. Telefonum çaldı. Ağladım. Yok abicim ben böyle ağlak kadında değildim. İyice sinirlerim bozuldu benim.
  Neyse..
  Tekrar döndüm. Başka ayakkabı denedim. Ayağıma ayakkabıyı denetirken. ''Neyin var senin?'' dedi. Hoba ben yine başladım ağlamaya. ''Sen burda dur. Ben müşteriye bakıp geliyorum'' dedi. Anlayacağınız iyice müşterilikten çıkıp kankalığa bağladık. Geldiğinde ben hala kararsızdım. Sonra biraz sohbet ettik.  ''Ben yarın tekrar gelip alıcam'' dedim.Bence öyle bişey yapmayacaktım.
Çıktım.
 Nefes aldım.
Başka yerleri dolaştım.
 Geri döndüm.
 ''Sanırım o ayakkabılar bana olmuştu di mi?'' dedim.
Aldım.

24 Eylül 2012 Pazartesi

Mavi Kuş

Sana seslendim. Hatırladın umarım kendini. Mesela ben bazen bazı yerlerde unutuyorum da kendimi. Belki sende unutmuşsundur diye şey ettim. Mesela geçen gün bankada gişede unutuvermişim kendimi. Eve geldim döndüm, dolaştım. Yokum. Öyle gişede kaybolmuşum. Dalmışım orada gelecek rüyasına. Evin parasını denkleştirememişim. Hatta kariyer peşinde koşturmaktan sevgilimle ilgilenememiş terk edilmişim.
 
   Ben kulaklarıma mandalina yaprağı takmıyorum. Ben kulaklarıma vişne ya da kiraz yaprağı takıp gezen kızlardan da hiç olmadım zaten. He mahallede top peşinde koşturan o çocuklardan da değildim. Mahallemde yaşıtlarımda yoktu. Yalnız bir çocuktum anlayacağın. Sanırım ablalarımda yaşım küçük olduğundan beni oyunlarına almıyorlardı. Alsalardı da fasülyeden sayıldım. Bu yüzden küçükken oyunlarda fasülyeden sayılan çocukların gizli örgütünün başkanıyım. Bu hareket giderek büyüyecek efendim. İşte yine dağıldı konu. Ben yalnızlığımı mandalina yapraklarıyla kapattım. Yapraklarla mahrem yerimi kapatmak ademle havvadan kalan alışkanlık. Hayal ettim...

   İlk sohbete başlayalı 1 yıl olacak. Ama sizin bilmediğiniz bir şey var efendim. Sizi 2 yıl önce şenlikte gördüm. Baktım sana uzaktan uzun uzun. Işığın var sanırım. İnsanı alıyor bazen içine. Sonra aklımda Amelie sahnesi canlandı. Evet gizli gizli... Sonra sevgilin geldi boynuna sarıldı. Ve hikaye bitti.

  Senin sohbetlerini özledim azizim.

  Kış geliyor. Bu kış sert geçmesin. Ama geçerse bana oralardan mahrem yerlerimi örtmem için mandalina yaprağı yollar mısın?

 Ege ve Akdeniz. Yanyana... Karışmadan... Yıllar boyunca.

Bu şarkı ne zaman çalsa. O günün mutluluk kokusu hala burnumda. buraya tıklayınız :)