Translate

29 Ocak 2013 Salı

Düz..
Sıkıcı...


Kaç kere yazdım buraya kim bilir, sonra sildim, sonra tekrar yazdım. Badem altında kahveye ne dersin. Ben kahvenin yanında vişne suyu içerim. Kimse bilmez. Ben bilirim, sen bilirsin.

Başka ne biliyorsun?

İnsanın isterse öleceğini mi?

Cesur olmayı öğret bana. Gerçekleri söylemenin cesaretini. Bazen susuyorum ben. Bazen değil çokça susuyorum. Kırılmasınlar diye. Ama olmuyor. Kırmadan olmuyor işte. Samimi durmuyor sevgiler. Evet illa kırmak lazım. Kırılmakta birazda. Çünkü birisini kırdığın zaman da, ona kırıldığın zaman da samimiyetinden şüphelenmiyorsan o insan var olması gerekiyor hayatında.

Her neyse baştan saralım konuşmaya, nasılsın?

26 Ocak 2013 Cumartesi

Bugün Janset geldi Urfadan. Öğrencilerine karnelerini verip gelmiş. Görmelisiniz fotoğraflarını bir tatlılık, bir heyecan. İlk karneleri tabi. Nasılda heyecanlanırdık biz de? Bir mucizeyle karşılaşmış gibi. Karnede öğrencinin maaşıdır bir nevi.  Belki izin verirse minicik tatlılıktaki bir kaç öğrencisinin fotoğrafını burada paylaşabilirim. Ya da bilmiyorum izin verse de paylaşmayabilirim.

Notos yaratıcı yazarlık kursunu başlatıyormuş ey ahaliii!!! Linke tıklayıp bir bakın derim. Sanırım İstanbul'da yaşayanlar bunun balını kaymağını yiyecek ama. Olsun, şimdilik onlara faydası olsun.

Birbirinden güzel linkler , blogspotlar buldum. Hatta kendi kendime şimdi buldum diye utandım.

Son zamanlarda ne oluyor. Teker teker herkes ölüyor? Noluyor? Dünyanın karnı mı acıktı? Birisi bana cevap versin.

''Biz büyüdük ve kirlendi dünya'' diyen Yeni Türkü bile dünyanın bu kadar kirleneceğinin farkında değildi sanırım.

Reçel yapmak istiyorum. Sen ne dersin? Zor bir seçtim. Meyve adını söylemek istemiyorum. Çünküüüüü birilerine süpriz yapacağım ondan dolayı susuyorum. Detayını daha sonra anlatacağım.
http://zulalmuzik.blogspot.com/

http://writershouses.com/

http://egoistokur.com/

Buyrun gençlik bu da benden size bayram hediyesi. :)
Ne bayramı? Jansetin geliş bayramı/karne bayramı/deliye her gün bayram, bayramı.

21 Ocak 2013 Pazartesi

Sonra uyandım uykumdan. Kulaklıktan radyo tiyatrosunun sesi geliyordu. Kim konuşuyor diye baktım etrafa. Babam evde dolaşıyordu.( Dedem öldükten sonra iyice fena oldu.) Kötü hissettim. Gece karanlığı iyice çöktü etrafa. Topladım düşüncelerime.Düşüne, kurgulaya uykuya dalmışım...

Sabah oldu. Sabah güneşi yanıma uzanmıştı. Bu güzelliği Çınar'da görsün istedim. Sonra birlikte uyandığımız bir sabahı alıp yatağıma getirdim. Elimi uzatıp Çınar'ı sevdim. Güneşe bakıp ''günaydın'' dedim.

20 Ocak 2013 Pazar

Onlar Türkiye'de anne- baba olmayı yeniden tanımlıyorlar. Nasıl mı? tıklayın