Bazen çok takıntılı bir kadın olabiliyorum. İşte o zaman içimi yıkamak istiyorum.Alıp iç organlarımı teker teker yıkasam mesela.
Translate
27 Ekim 2012 Cumartesi
26 Ekim 2012 Cuma
7 Ekim 2012 Pazar
Çınar'dan çok bahsetmek istemiyorum aslında. Sevgili anlatılmıyor. Rüya gibi... Gördüğün rüyayı ne kadar anlatırsan anlat, bir türlü karşındaki insan senin kadar heyecanlanmaz, etkilenmez ya heh sevgili de böyle bişi olsa gerek.
Her neyse...
Biz bu yaz bir hayal kurmuştuk. Bir yolculuk yapalım diye. Son sınıfımıza başlamadan huzurlu dolalım diye. Meğer bozcadayı tanrı bunun için yaratmış. Şarabı, sokakları, evleri, acı badem likörüyle sunulan kahveleri, kafeleri... Tam bir huzur cenneti. Bir de yanımda Çınar olunca tabi bambaşka oldu.
Dün döndüğümde rüyadan uyanmış gibiydim. Şimdi bu rüyayı nasıl anlatsam bilmiyorum. Ama siz gidin iyisi mi? Gezin. Talay, Çamlıbağ şaraplarından için, bisikletle sokaklarını dolaşın, rıhtımda acıbadem likörüyle ikram edilen nefis kahvesinden için, sokaklarında fotoğraflar çektirin, Lisa'nın muhteşem bitki çaylarından için, esnafıyla sohbet edin, alışveriş yapıp kese kağıtlarıyla pansiyonunuza dönün...
Çınar'a gelince hayallerimi gerçekleştiren kahramanda bana kalabilir :)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)